25 Haziran 2009 Perşembe

HAC REHBERİ

HAC REHBERİ (Zaman Gazetesi)

Zaman Gazetesi tarafından hazırlanmış detaylı ve guncel hac rehberidir.

Fotoğraflar
Haberler
Hac Nedir?
Hacca Hazırlık
Eda Şekilleri?
Haccın Yapılışı
Tavaf-Sa'y-Vakfe
Hac ve Kadın
Vekil Haccı


Umre Nedir?
Ziyaret Yerleri
Hac Ayetleri
Hac Hadisleri


Değerlendirme

HAC VE UMRE FUARI - FESHANE (26-28 Haziran 2009)



Türkiye’de bir ilk "hac ve umre fuarı"

Her yıl 700 bin vatandaşın Hacı olmak için Diyanet İşleri Başkanlığına müracaat ettiği Türkiye'de Hac ve Umre turizmi bir sektör haline geldi. Bu amaçla fuar düzenlenecek.

25 Haziran 2009

Bu amaçla İstanbul Feshane´de, 26-28 Haziran 2009 tarihleri arasında sektörün sorunlarını gündeme getirecek ve tüm tarafları tek bir platformda buluşturacak bir fuar düzenleniyor. Acenteler, oteller ve hava yolu şirketleri ile birlikte yaklaşık 60 firmanın katılacağı fuarı düzenleyen Grup Medya Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Demirci, "Artık yaşlılar kadar gençler de kutsal toprakları görmek, ibadet görevini yerine getirmek istiyor. Her yıl gençlerin sayısının çok arttığı gözleniyor" dedi.

Suudi Arabistan'ın verdiği kotaya göre Bu yıl 74 bin kişi kurayla belirleniyor. 40 bin ek kontenjanla birlikte toplam 110 bin kişi hacı olabilecek. Umrede ise kota yok. Yaklaşık her yıl 200-300 bin kişi umreye gidiyor. Hacıların yüzde 60´ı Diyanet İşleri aracılığıyla yüzde 40´ı özel sektör aracılığıyla gidiyor. Sektörün büyüklüğü 2 milyar Euro olarak hesaplanıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığının ve TÜRSAB´ın desteklediği ve stantlarının da bulunacağı fuarda hacca ve umreye gitmek isteyenlere doğru bilgilendirme yapılmak istendiğini söyleyen Demirci, herkesin hac ya da umreye gitmenin hayalini kurduğunu belirterek umrenin maliyetinin uçak, otel, transfer dahil 700 euro ile 15 bin euro arasında değiştiğini belirtiyor. Fuarın Eyüp Sultan Camii´ne yakın olması ve manevi atmosferinden dolayı Feshane´de yapmaya karar verdiklerini anlatan Demirci, "Fuara katılan firmalar sayesinde vatandaş en doğru en uygun fiyatı ve acenteyi seçme fırsatı bulacaklar. Konferansların ve çeşitli süprizlerin yer alacağı Fuar kutsal topraklardan önce rehber olma amacını taşıyor.

(http://www.timeturk.com/turkiyede-bir-ilk-hac-ve-umre-fuari-79159-haberi.html)

21 Haziran 2009 Pazar

"HACC" Ali Şeriati (OKUMADAN GİTMEYİN)

“HACC”

Ali Şeriati

(“Hacc” Ali Şeriati Kitapları, Özgün Yayıncılık)

Hacc, Şehid Ali Şeriati'nin (1933-1977) mübarek topraklara gerçekleştirdiği dört seferden sonra kaleme aldığı kült kitabı' Geleneksel ve mezhebî söylemlerin ötesinde düşüncelerin ifade bulduğu kitabın, yoğun sembolik bir dili ve sarsıcı yetkin bir üslubu var' Elimizdeki Hacc kitabı, gerçekleştirilen üç ziyaret sonrası yazılan 'Yirmiüç Günde Yirmiüç Yıl', 'İbrahim ile Sözleşme' ve 'Menâsik' kitaplarının üçüncüsü' Çok ciddi bir tefekkürün meyvesi'

Şeriati, 'Âdem'in varisi insanın, kendisinden Allah'a doğru toplu hareket etmesi' olarak nitelendirdiği hacc'ı, 'gidişten dönüşe' kadar bütün aşamalarının anlamını -bu hareketin lisanı olarak nitelendirdiği- semboller ve bu sembollerin taşıdığı hikmetleriyle yeniden yaşıyor gibi heyecanla anlatıyor.

Belirli bir mevsimde toplu olarak gerçekleştirilen hacc; insanlığın iman önderi İbrahim'in Allah'a yürüyüş destanını, her mü'minin şahsında tekrar yaşamasıdır.

Üstad Şeriati, insanî tekâmülün bütün merhalelerini içeren haccı, yaratılış felsefesinin sembolik bir göstergesi olarak dillendiriyor. Dolayısıyla, kendi kendine yabancılaşan bireyin, fıtratına yeniden dönüşünün simgesel talimatı olan bu ibadetin her sahnesini ve haiz oldukları değeri çok iyi kavramak gerektiğinin altını çiziyor.

Şeriati'nin bir metodoloji kitabı kıvamında, soluyarak tecrübe ettiklerini kaleme aldığı bu eserinde, insanlığın yaratılış sürecinin bir resmi olan haccı birlikte izleyelim:

Ey âdemoğlu! Bak, İbrahimî çağrının mevsimi işte! Rutin hayatından sıyrılıp, ucu kaçmış ip yumağındaki kendini bulup çözmek için uzun yola çıkman gerek' 'Sonsuzluğa bağlanmak için bütün bağlarını kopar.' Ey müebbet muhacir! Tarih, toplum, tabiat ve benlik zindanlarını yık; kurt, tilki, fare ve koyun sınıflarından sıyrıl' Sadece O'na doğru yol al'

Mahşerin sınırı Mikat'ta, 'tevazu kefenin olan ihramını giy ve safiyet denizine karış'' Ruhun muhabbeti için bedenin aşkından vazgeç. İbadetini âdetten ayır, büyük bir değişiklik için niyet et, 'sırtını cehalete ve zulme çevir, yüzünü bilince ve adalete'. Niyet ki 'kalbin dileği'' Mikat'tasın, 'Rabbim, ben artık Nemrut'un kulu, tağutun kölesi olmayacağım. İbrahim'in sûretinde olacağım' diyerek ihram namazı kıl..

Bu 'muharremat' beldesinde şu andan itibaren, nefesini dahi israf etme, çünkü sevgili Peygamber'in 'yirmiüç yılını yirmiüç gün' soluyacaksın. 'Hiç kimseye emir verme. Bir kardeşine güç ver, eşitlik provası yap', çünkü hacc emperyal güçlerin reddidir.
Bu Telbiye günlerinde dilinde 'Buyur Allah'ım, buyur! Buyur ki senin ortağın yok, emrine amadeyim buyur! Hamd sana, nimet senden ve mülk senin. Ortağın da yoktur senin.' tesbihatıyla Mescid-i Haram'a dökülen bir ırmağın içinde yol alacaksın. Gönül Kâbe'ni putlardan / dünyevileşmekten arındır.

Kâbe, aşkın kıblesi; gökle yerin birleştiği noktada' Evine gir ve aileye katıl. Yüreğini, güvenliğin ve özgürlüğün mabedine yakın tut ve bu sâdeliğin ikliminde kanat çırp' Sen olmaktan sıyrıl. Yüzler O'na doğru' Kâbe, kozmik yürüyüşte 'yolunun kaybolmaması için bir işaret taşı.' Kâbe'nin sembollerini iyi okumak gerek; Hicr-i İsmail, Hacer'in teslimiyetidir, Allah'ın nazar ettiği bir teslimiyet'
Tavaf, kararlılık, hareket ve disiplinin adıdır. Aşkın hareket hali' Nûra vurgun bir pervane gibi, kulun sevinç zikridir. Burada şunu öğrenirsin: 'Kendini ümmete adamakla özbenliğine erişirsin, kendini keşfedersin, fıtratına dönersin.'
Hacer'ul Esved, evrensel zikre başlama noktası' Ve bütün dünyevî bağlardan koparak Allah ile sözleşme yapma makamı' Şimdi Allah ile ahdini yenile' 'Eğer ruh, aşkı taşıyabilirse, yalnızca aşkla yaşam sürdürebilir.'
Putları kırıyorsun, ateşlerden geçiyorsun, İblisle kavga ediyorsun ve bağlandığın noktadan tavaftan çıkıyorsun, 'Ey aşk tavafından gelen kişi! İşte Makam-ı İbrahim'de durdun, Makam-ı İbrahim'e ulaştın!' Öyle ise 'İbrahim gibi yaşa, kendi çağında iman Kâbe'sinin mimarı ol.'

'Sa'y, telaştır, arayış dolu bir harekettir. Bir gaye sahibi olmaktır.' Sa'y iradenin imtihanı, Hacer'in teslimiyeti ve gayretidir. Şimdi de Hacer rolündesin.

Tavaf, sevgi; sa'y akıldır. Tavaf, nurda yok olan kelebek; sa'y, rızkını arayan kartal' Tavaf; insandır, kendini 'hakikat'te yitirmektir. Sa'y; beşerdir, kendini 'realite'de bulmaktır.

Ve Hacer, siyahi bir kadın, bir anne' Hicretin simgesi. Hicret ise 'baştan sona bir mebde'den bir maksada, bidayetten nihayete, Safa'dan Merve'ye gidip gelmek''

Sa'y'ın, Safa'da başlaması saf bir sevgiyi, Merve'de bitmesi bir ömrün muradını simgeler. Zemzem, aşk ile bulunan sudur. İsmail, bu umutsuz vadide taşlardan bir şehir kurdu ve bu topraklara vahiy yağmuru yağdı
.

'Sen ey sa'y'den dönen hacı! Varlığın susuz çölünde, fıtratının taşlaşmış derinliklerinden bir pınar kaynıyor. Kalbine kulak ver.'

'Ve hacc; bu karşıtların birleşmesidir.' Böylece küçük hacc, yani umre tamamlanmış oluyor.

(Bkz: http://www.turkticaret.net/Firma/289104/eavantaj/hacc.-.kitap/)


"HAC RİSALESİ" Mustafa İslamoğlu

“HAC RİSALESİ”

Mustafa İslamoğlu

Hac, tek kelimeyle müthiş ibadet! Müthişliği, zarfında değil mazrufunda, yani taşıdığı ruh ve barındırdığı potansiyelde saklı. Eğer hacc ibadeti kaybettiği ruhuna yeniden kavuşursa, içerisinde taşıdığı potansiyel kendisini açığa vuracak, bu insanlık için bir "basu ba'delmevt" (yeniden diriliş) muştusu olacaktır. Tamamı hacc esnasında, kutsal beldede yazılmış olan bu kitabın amacı, işte bu ruhu ortaya koymak ve haccın tekrar dirilişine katkıda bulunmaktır. Bu mütevazi risalenin sayfaları arasında ilerlerken yüreği bedeninden önce harekete geçip aşk, özgürlük ve güvenlik beldesine doğru kanat çırpan ruhlar; Allah'la sözleşmeniz şimdiden mübarek olsun!


(Hac Risalesi, Mustafa İslamoğlu, Düşün Yayınları, 2009, 144 Sayfa, ISBN: 9789755501741)





13 Haziran 2009 Cumartesi

HAC İLE İLGİLİ LİNKLER


HAC DAİRESİ BAŞKANLIĞI
2009 YILI HAC KURA VE KAYIT DURUMU SORGULAMA EKRANI
(TC Kimlik No girerek kura sonucunu öğrenebilirsiniz.)

DİYANET 2009 HAC BROŞÜRÜ
http://hac.diyanet.gov.tr/2009hac.pdf

ZAMAN "AİLEM" EKİ HAC ÖZEL SAYISI
http://ailem.zaman.com.tr/images/2005/12/24/ailem.pdf

HAC HAKKINDA TEMEL BİLGİLER
http://www.diyanetvakfi.dk/HacBilgi.htm

HAC FORUMU:
http://hacforumu.com/index.php

UMRECİLERE PRATİK TAVSİYELER
http://hacforumu.com/index.php?topic=1169.0

ESRAR'UL HAC
http://www.zehirliok.com/ihya/hac

Necip Fazıl KISAKÜREK'İN HAC YOLCULUĞU
http://hacforumu.com/index.php?topic=336.0

MEDİNE VE MESCİD-İ NEBİ

Mescidi Nebi, Bab-ı Baki (Baki Kapısı) doğu tarafında: Resulullah'ı (SAS) ziyaret edenler yavaşça dışarı çıkıyorlar.


Medine’yi ve Mescid-i Nebi’yi Ziyaret
Medine, Peygamberimizin; Mekke’den hicret ettikten sonra yerleştiği, ilk İslâm devletini kurduğu, kabrinin bulunduğu şehirdir. Medine’de peygamberimiz örnek bir toplum oluşturmuş ve İslâm dini buradan yayılmıştır. Medine’de Peygamber Mescidi, Uhud şehitliği, birçok sahabenin mezarının yeraldığı “Cennet’ül Baki” bulunmaktadır.


Mescidi Nebi: Peygamberimizin Medine’ye hicretinden sonra yapılmıştır. Yapımında Peygamberimiz bizzat çalışmıştır. Bu mescit üç kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısım namaz ve diğer toplantılar için ayrılan geniş bir yerdir. İkinci kısım Suffa adı verilen bir salon, üçüncü kısım ise, Hz. peygamberin ailesine ait olup, kapıları mescidin avlusuna ayrı ayrı açılan küçük evlerdir.

Hz..Peygamber mescitte bir hurma kütüğüne dayanarak gelen vahiyleri müminlere okur, açıklar, öğrenmelerini sağlardı. Müminler onun çevresinde halka şeklinde otururlar, dinlediklerini tekrar ederek ezberlerlerdi. Bu eğitim şekli bir gelenek olmuş, kurulan bütün mescit ve camilerde uygulanmıştır.


Peygamberimizin kabrini ve mescidini ziyaret etmek isteyen bir kimse mümkünse gusül yapmalı veya abdest almalı, güzel elbise giymeli ve güzel koku sürünmelidir. Bol bol salavat getirmelidir. Ziyaret esnasında Kur’an’dan dua ayetlerini okur ve içinden geldiği şekilde dua edebilir.

Mekke’nin dışındaki en önemli ziyaret yeri Medine şehrinde bulunan Hz. Peygamberin kabridir. Hacdan önce veya sonra Medine’ye gidip burayı ziyaret etmeli. Hz. Peygamberin mescidinde namaz kılıp dua etmeli Ehl-i beytin (Peygamberimizin yakınları) ruhuna fatiha okumalıdır.


Anlatım: Osman Ay
Kaynak için Bkz: http://www.dinibil.com/default.asp?L=TR&mid=1564





Mescid-i Nebevi'de akşam vakti










Kubbetul Hadra (Yeşil Kubbe)



Mescidi Nebevinin avlusu




Peygamber Mescidinin avlusu



Peygamber Mescidinin avlusunda




Mescid-i Kıbleteyn (Çift Kıbeli Mescit)




Mescid-i Kuba



Uhud: Etrafı kapalı olan yer Uhud şehitliği, arka sağ taraf Uhud Dağı.


(Resulullah (S.A.S.): "Biz Uhud'u severiz, Uhud'da bizi sever" buyurmuştur.)

MESCİDİ HARAMIN İÇİ (MATAF ALANI)







TAVAF ETMEK





Tavaf, Kabe'nin çevresinde, dua ve zikirlerle, adeta bir girdap gibi Allah'a akmaktır. Denizin içinde bir damla olmak, arınmaktır. Yürürken uçmak, kanatlanmaktır.

ARAFAT'TA VAKFE, ŞİMDİ "DUA ZAMANI"

(Foto: Arafat, Cebel-i Rahme / Rahmet Dağı)


(Foto: Arafat'ta Cebel-i Rahme tepesi eteğinde dua eden hacılar)


Beyazlar içinde milyonlarca insan; her renkten ve her milletten, gözler yaşlı ve umutlu, eller semaya açılmış, dillerde zikirler, şeytanlar zincirde, rahmet kapıları sonuna kadar açılmış....

"Lebbeyk, Allahumme lebbeyk. Lebbeyke la şerike leke lebbeyk, innel hemde, ve-nni'mete leke vel mulk, la şerike lek"

ARAFAT


(Fotograf: Arafat çadırları. Arkaplanda, ortada Cebel-i rahme (Arafat) Tepesi)

ARAFAT: Mekkenin güney doğusunda yaklaşık 25 km uzaklıktadır. Arafat Bölgesi içinde olan Arafat tepesi (Rahmet Dağı) 454 metre yükseliğindedir.

Arafat bölgesinin sınırlarını Resulullah belirlemiştir. Bu bölgeye “Arafat”, Hacıların Kurban bayramından bir gün önce, öğle namazından sonra akşam gün batımına kadar "vakfe" yapması nedeniyle de “arefe günü” denilmektedir.

Resulullah'ın (S.A.S.) vefatından kısa bir süre önce (Miladi 632 yılında) veda hutbesini burada onbinlerce kişiye irad etmiştir.

Bölgenin doğu, kuzey ve güneyi dağlarla çevrilidir. Adem ile Havva’nın cennetten indirildikten sonra dünyada buluştukları yer olduğu anlatılmaktadır.

KABE, "HİCR-İ İSMAİL"


HİCR-İ İSMAİL (Hicr, Hatîm): Kabe'nin Kuzeybatı yüzü (Altınoluk'un olduğu) tarafta yarım daire şeklinde bir duvarla çevrili olan alana denir. Buranın Kabe'ye ait olduğu rivayet olunur. Onun içinden geçmek tavafta caiz olmaz. Şayet geçilirse tekrar o şavt iade edilir.
Burası başlangıçta Kabe'ye dahildi. Ancak 605 yılında, Mekkelilerin Kabe'yi yeniden inşa sırası sırasında, eldeki malzemenin Hz. İbrahim'in inşa ettiği temellere yeterli olmayacağı anlaşılınca, binayı küçük tutmaya karar verdiler. Hz. İbrahim'in inşa ettiği temeller belli olsun ve Kabe'ye ait olduğu belli olsun diye, göğüs hizasında bir taş duvarla çevirdiler.
Hz. Aişe Kabe'nin içinde namaz kılmak isteyince, Hz. Peygamber'in (s.a.s) onu elinden tutarak Hicr'e soktuğu ve "Kabe'ye girmek istersen burada namaz kıl, çünkü o Kabe'den bir parçadır" buyurmuştur.
Hicr-i İsmail Kabenin içi sayıldığında, hacılar burada namaz kılmak için gayret ederler. Günümüzde, yoğunluk nedeniyle, epey bir güç sarfetmek gerekebilir. Namaz kılanlar, kılacakları 2 rekat için epey zorlanırlar. Bu nedenle, sakin saatleri tercih etmekte fayda vardır. Burada namazdan sonra Kabe'ye yapışıp dua etmek, nisbeten kolaydır. Yoğunluk nedeniyle çıkmak da pek zordur. Hanımların bu yoğunluğu dikkate almasında fayda vardır.
Hicr-i İsmail namaz vaktinde boşaltılır. Cemaatle kılınan farz namazın bitmesinden sonra tekrar açılır.

ALLAH'IN DOSTUNUN MAKAMI


MAKAM-I İBRAHİM: Hz. İbrahim'in (A.S.) Allah'ın emri ile Kâbe'yi inşa ederken bina ve inşaatı kontrol etmek maksadıyla üzerine çıktığı yerden hafif yüksek bir taş ve taşın bulunduğu yerdir. Yani iskele taşı. Kabeden yaklaşık 10 meter uzaklıktadır. Taş cam bir fanus içindedir. Taşın üstünde bulunan ve Hz. İbrahim'e ait olduğu söylenen ayak izleri çok net bir şekilde görülebilmeltedir. Dış tarafında sarı renkli bir muhafaza içindedir.

Resulullah'ın tavafı bitirdikten sonra 2 rekat sünnet namazı bu makamın arakasında kıldığı rivayet edilmektedir.

Gününmüzde, tavaf edenlerin çok kalabalık olması nedeniyle, daha geride tavaf namazı kılınmaktadır. Özellikle İranlı hacılar burada namaz kılmak için ısrar etmektedirler. Burada namaz kılanlar hem tavaf yapanlara engel olduklarından hem de ezilme tehlikesi geçirdiklerinde, görevlilerce namaz kılınmasına izin verilmemektedir.

ALLAH'IM, BEN GÜNAHKARIM, KAPINA YAPIŞTIM...


MÜLTEZEM: KABE'NİN KAPISI İLE KABE'NİN HACER'ÜL ESVED KÖŞESİ ARASINDAKİ YERE DENİR. Resulüllah'ın (s.a.s) Mültezeme gelerek göğsünü ,yüzünü ve ellerini açıp oraya yapıştığı ve o şekilde dua ettiği rivayet edilmektedir. Mültezem, yapılacak duaların kabul edileceği yerler arasında olduğu rivayet edilmektedir.

TAVAF RESİMLERİ

GÜNDÜZÜN AYDINLIĞI,


GECENİN NURU,


KUTLU MEKANIN ÇEVRESİNDE,


BİR GEZEGEN GİBİ


NURUN ÇEVRESİNDE PERVANE OLUP KANATLANMAK...


HER SEFERİNDE BAMBAŞKA BİR GÜZELLİKTE


KENDİNİ HER ŞEYDEN SIYIRIRCASINA

TAVAF ETMEK,

İNŞALLAH SİZE DE NASİP OLUR.

RABBİM BİZE DE TEKRAR TEKRAR NASİP ETSİN (AMİN).



ALLAH'IN EVİNİ TAVAF ETMEK...